İskenderun Sanayi Sitesinde meslek hayatıma başladım.
1960 İskenderun doğumluyum. 8 yaşında oymacılık mesleğine ustamın yanında çırak olarak işe başladım.
8 yaşından itibaren hem okudum hem çalıştım. İyi bir çıraklık devresinden sonra oymacılığı öğrendikten sonra kendi kendimde bir yetenek keşfettim. Yani resim çiziyordum sanata biraz eğimliydim. Belirli bir süreçten sonra sanata yöneldik. Yani ahşabı oyarken ben kendimi farklı bir yerde görüyorum. Yani ben çalışırken aslında ruhum şekil veriyor. Ruhum çalışıyor sadece ellerimi kullanıyorum. Bu sanat doğrultusunda kendimi geliştirdim. Türkiye çapında 4 tane ödül aldım. Yarışmalara katıldım. Azerbaycan Başbakanlık Sarayını tavan dekorlarının 157 tane kalıbını ben çıkardım. Yetiştirdiğimiz elemanların sayısını hatırlamıyorum. Çalışmalarımızı Türkiye ve uluslararası alanda sürdürüyoruz. Yaptığımız eserlerin bir çoğu yurt dışında mevcut. Atölyemizi okul gibi kullanıyoruz. Güzel Sanatlar Akademisinden stajyer öğrenciler geliyor. Atölyemizi halka açtık. Çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz. Tabi bizler ileride bu seviyelere geleceğimizi bilmiyorduk. Ben şimdi oğlum Sezer’i yetiştiriyorum. Tek dileğim onun yetişmesi. İnşallah bayağı oğlum taşır ve bizden daha yüksek yerlere götürür. Yaptığım çalışmalar ve emekler hem İskenderun hem de Hatay için gurur verici bir olay. Yarım asrı geçen meslek hayatımda yaptığımız işlerle emeğimizin boşa gitmediğini görüyorum. Türkiye Ahisi olarak bizi taçlandırmış olmaları ve ödülümüzü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almamız ayrı bir gurur. Gücüm kuvvetim yerinde olduğu müddetçe mesleğimi sürdürmek istiyorum. Sayın Kaymakamımız bu konuya el attı ve bir proje kapsamında Halk Eğitim Merkezinde eleman yetiştireceğiz. Böyle bir projemizde var. Böylesi sanatsal bir mesleği gelecek kuşaklara aktarmak için eleman yetiştirilmesi lazım. Bizler de eleman yetiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz.
