“Hoş geldiniz hepinizi İskenderun’da görmüş oldum. Her ne kadar ülkemde uçak üretsem de mikrofonun başına geçtiğim zaman heyecanlanıyorum.  Ben Mersinliyim. Mersin’de doğdum, Mersin’de büyüdüm. Mersin’den hiçbir yere ayrılmadım ve Mersin deyince akla Narenciye geliyordu. Fakat Mersin’in başka şeylerle anılmaya ihtiyacı olduğunu 5 yaşındayken anlamıştım. Ve Mersin’i yukarıdan izlemek çok büyük hayalimdi. Uçakla falan giderken görüyorsunuz fakat detayları izleyemiyorsunuz. Derken eşimle tanıştım. Eşim evlenme teklif etti. Daha sonra televizyonda başka bir evlenme teklifi gördük işte bir tane beyefendi Helikopterle İstanbul’da eşine evlenme teklif ediyor. Helikopterle ya dedim görüyor musun insanlar nasıl romantik şekilde evlenme teklif ediyorlar. Eşimde dedi ki o bir şey mi dedi. Ben bir gün dedi bir uçak yapacağım dedi. İkimiz dedi Mersin’in üstünde uçacağız dedi. Bizim serüvenimiz aslında o zaman başladı. Daha sonra bir gün bir belgesel izliyorduk. Bir tane hava aracı. Bu sırada 1920 yılından beri dünya Gyrohelikopterle uçuyor. Ülkemizde hız kazandırdı. Eşim dedi ki çok ilginç bir hava aracı var dedi. Burada pervane birbirinden bağımsız çalışıyor. İlk başlarda ne demek istediğini anlamadım. Ben bunu yaparım biz bununla uçarız dedi. Ve o gün sabaha kadar onun çalışmalarını yaptık ve ertesi gün dedi ki hadi başlayalım dedi. Yeteri kadar zamanımızı geçirdik dedi. O zamanlar ben 25 yaşındayım. Başladık. İlk başlarda herkes çok dalga geçti. Ya Mersin’de havaalanı yok. Havaalanı olmayan bir şehirde uçak mı üreteceksiniz diye ben de diyordum ki bu uçağı uçurmak için havaalanına ihtiyacımız yok ki derken işte KOSGEB’in de o zamanlar ARGE ile ilgili destekleri daha yeni başlamıştı. İşe herkes KOSGEB ARGE programından bahsediyor. Biz de eşimle beraber uçağı arabanın ortasına bağladık tıngır tıngır Mersin KOSGEB Müdürlüğüne gittik. KOSGEB müdürü aşağıya indi. Ne harika bir proje dedi. Projenizi yazın gelin dedi. O zaman ne demek istediğini anlamadık. Orda bir tane uzman dedi belgelendirmeniz gerekiyor yazmanız gerekiyor deyice ya dedik bu işler çok boş işler. Yazacaksın da uğraşacaksın da vaz geçtik. 2 yıl sonra bu projelerle ilgili bir tane üniversiteden bir öğrenci geldi. Birkaç tane soru soruyor işte bizim uçağımız ilgisini çekmiş, dedi ki ya dedi abla gel biz bu projeyi yazalım ben size yardımcı olurum. İyi yazalım dedik. O sırada da Mersin Ticaret Odasının Başkanı da üye biz projeyi yazdık kurula girdik. Ben heyecanlıyım gözüm şişmiş, konuşamıyorum. Ayhan başkanım böyle yaptı bu kadar heyecanlanmayın ya dedi, biz de insanız dedi. Olur, olmaz derken biz o gün ARGE kurulundan geçtik, ama ARGE kurulundan geçtiğimizde bütün kurul üyeleri diyor ki, ya diyor hani bir kadın hevesi sonra yanında eşi de var diyor ama kadının gözlerinde daha büyük bir heves var. Nasıl yapacaksınız, biz de diyor bunun sonucunu göreceğiz ve açıkçası dedi eğer dedi siz bunu uçuramazsanız dedi bu proje mezun olmayacak dedi. Asıl serüvenimiz o zaman başladı. Daha sonra biz 2015 yılında biz ARGE den başarıyla mezun olduk. Başarılı uçuşumuzu yaptıktan sonra dedik ki ARGE den sonra bilenler bilir ARGE’den sonraki süreç endüstriyel program vardı. ARGE’de şöyle bir şart koydular eğer bunun tescilini almazsanız destekten yararlanamazsınız. İyi tamam dedik. Bu sürede bizim Sivil Havacılıkla ilgili sürecimiz başladı. Türkiye’de ilk defa bir sivil hava aracı Gyrocopter tescillidir. Tescilimizi aldık. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne gittiğimiz zaman Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü beni böyle ayakta karşıladı. Ya dedi Gyrocopter dedi nedir. Çok şaşırdım. Bilmiyor musunuz hayır bilmiyoruz biz anlatmaya başladık. Daha sonra ben zaten Gyrocopterin uçuş prensipleriyle ilgili kitabını yazdım. Bütün her şeyi A’dan Z’ye kendim yazdım. Bu sırada tabi yurt dışındaki kaynaklardan da tabi ki destek alarak yaptım. Ondan sonra dedi ki ya dedi bence proje dedi Türkiye’de Sivil Havacılığın önünü açacak bir proje dedi ve siz dedi elinizi taşın altına koymuşsunuz. Bize de dedi bunu desteklemek düşer dedi. Sonra şöyle dedi. Burcu Hanım dedi hadi ölürseniz. Çünkü bir uçak üretiyorsunuz uçuyorsunuz. Ben de dedim ki hiç sorun değil, ölürsek dedim en azından bir şeyleri yapmaya başladık. Oldu veya olmadı.  Eğer dedim ben geri çekilirsem, siz geri çekilirseniz biz dedi bu işi nasıl ayağa kaldıracağız. O sırada dedi ben dedi size her türlü desteğe hazırım dedi. Ve yaklaşık her türlü desteği aldıktan sonra 5 yıl tescil sürecimiz sürdü. 2017 yılında tescilimizi aldık. 2018 yılında da KOSGEB Teknoyatırım programı sayesinde Gyrocopter fabrikamızı kurduk. Şu anda Havaalanı olmayan şehirde bir uçak fabrikam var ve çok daha yeni slaytları hazırlanıyor. Çok güzel bir uçak fabrikam olunca bu ülke için hala daha güzel şeyler yapmaya devam ediyoruz ve geçen hafta çalışmaları bitirdik, tekerlekli sandalye kullanan insanlar için elektrikli otomobil yaptık ve bu projelerde daha çok gençlere havacılığı sevdirmekken, elektrikli arabayla da tekerlekli sandalye kullanan insanları topluma kazandırmayı hedefliyoruz. Ve ben diyorum ki evet ben çok zorluklar yaşadım. Az önce Münevver Hanım bir şey söyledi 9 yıl dedi. Münevver Hanım ben erkeklerin egemen olduğu bir sektördeydim ve Gyrocopter ülkemizde yurt dışından bayilik alan bir sürü havacı dostlarımız vardı. Diyor ki o kadına nasıl güvenilir ki der gibi derlerdi ve sürekli böyle aşağılama, yok etme, ya bir kadın sanayide ben de bunları söylerken şunu düşünmedim ya eşim uçağı yaparken ben oturmadım ben onunla beraber anahtarları sıktım, şarjı matkabı ben kullandım en sonunda uçağın uçuşa gitmeden son kontrollerini her zaman ben yaptım. 3 gün 3 gece hiç uyumadan biz uçuşa hazırlandık. Biz karı koca yaptık bunu. Ama şöyle bir şey de var yani kendimi o konuda hiçbir şekilde hafife almayacağım. Ben istemeseydim bu olmazdı. Çünkü evde özür diliyorum erkeklerden ama ne kadar erkekler evin söz sahibi olsa da eğer kadın istemiyorsa, kadın bir şey istemiyorsa hiçbir şey gerçekleşmiyor. Maalesef böyle bir şey var. Diyeceğim şu, Münevver abla bence sende pes etme ben 10 yıl çok ciddi şeyler yaşadım ama şu anda da mesela bu gün buradayım. Hiç vaz geçmedim. Bazen çok yorulduğumu hissettiğim zamanlar başımı yastığa koyduğumda ya dedim ya başaracaksın, ya başaracaksın, bu arada şunu da söylemek istiyorum. Gyrocopteri ben Anadolu kadınına benzetiyorum. Çünkü Anadolu kadını gibi narin ve nasıl deyim size her türlü elinden her iş geliyor. Fırtına düzeyinde uçabilen tek hava aracı. Bu kadar teşekkür ederim.