Kadın Girişimciler Başkanımız su güzel günde İskenderun’u temsil etmek, Kalbi İskenderunlu ama kökeni Afyonlu olan Gülser Yiğit olarak hepiniz hoş geldiniz geleceğin anneleri, şimdiki anneler ve yüreği çocuk sevgisiyle dolu herkese eğitimci hikâyesini anlatmak istiyorum. Burada eşim ve küçük ailem onlarda burada, öğretmenlerim girişimciler burada benim hikâyem aslında kafası karışık bir kadının hikâyesi, bide insana inanan birilerinin hikâyesi. Ben insana inanıyorum. Teknoloji konuşan arkadaşlarımız oldu. Erkek zorbalığından yakınan kadın dostlarımız var. Bu erkekleri biz doğurduk. Onları dünyaya biz getirdik. Kulaklarına fısıldadıklarımızla ilim adamları, bilim adamları oldu geleceğe yön verenler oldu. O zaman biz çok güçlüyüz. Bir anneler gününde Kadınlar gününde kendimizi bu kadar küçültmeyelim, kendimize inanalım. Siz çocuk alıştırıyorsunuz, Bir kadından doğdu büyüdü bu bütün erkekler, bizi yönetenler, bizi horlayanlar. Hiçbir erkek doğuştan katil değildi. Hiçbir erkek doğuştan cani de değil. Kulağına fısıldadıklarımız da oldu. Sonra korkmayı öğrendik ve hayatımız bambaşka yöne doğru gitti. İskenderun’da 18 yıllık bir hikâyenin başlangıcını isminden, eşinden ve çocuklarından alan bir kadınım. Zaman zaman gitmeyi ben de çok tercih ettim ama bu şehir beni büyüledi. Çok zorluklarla karşılaştım. Ne Kadın Girişimciler, ne de başkasının desteği olmadı. Tek kapitalim, tek malım, inancım, başarma isteğim ve olan bir şeyi özellikle küçücük bir çocuğun hayatını değiştirmek derdiydi. Dünyada bu işi çok güzel yapıyorlar diye dünyayı gezdik. Aklı karışık olmak şu demek teknoloji çok güzel yerlere getirdi ama ben küçüklük çağında çocukların korunmasına kalplerin beslenmesine inanıyorum. Eğer çocuklarınızı öteleştirirseniz onların bakıcıları televizyonlar tabletler, bilgisayarlar olursa biz neyle uğraşıyoruz biliyor musunuz psikolojiyle uğraşıyoruz, zorbalıkla uğraşıyoruz. Bizim önümüze gelen engellerle uğraşıyoruz. O zaman biz ne yapmalıyız? Bu erken çocukluk dönemi aslında sizi geleceğe taşıyan şey 6 yaşında neyseniz şu anda oysunuz biliyor musunuz? Sizi öfkeli yapan sizi kırgın yapan sizi üzer her şey karşıt gelerek bir yetişkin oldunuz. Okullarımda ne yaptım hikâye böyle başladı dedim ya, ben hem çok güzel, hem çok başarılı hem de çok iyi insan yetiştirmeye adadım kendimi. Önce ismini Dodi koydum Dodi benim çocuklarımın ilk hecesi Bir başka yerden esinlenmedim. Bir kaplumbağa ile en sevimlisi o olsun dedim. Yürürken çıkardığı isme güvendim. Sonra yanına bir kuzu ekledim. Babam hem hayatımı yazmak istiyordu bir matematikçiydi. Kara kuzuydu soyadımız oturduğumuz mevki de karaağaç olunca onları kızdırmamak için sadece kuzusunu koydum. Okula küçücük küçücük kalpler geliyor, danışmanlık yapıyoruz. Bütün Türkiye’ye 10 yıldır eşimle beraber Dijital toksitasyonla ilgili toplantılar yapıyoruz. Evet, teknoloji çağındayız ama biz robotları yönetmek zorundayız. Eğer kalbi olmayan ve sadece teknolojiyle sanal dünyaya bağlı kalırsak bizim onlardan bir farkımız kalmayacak dedik. Okullarımızda hiç teknolojik alet barındırmadık. Çocuklara dokunarak yaşayarak öğrenmeye teşvik ettik. 14 yıldır okullarımda kitap kullanmıyorum. Kitapçılığa inanmıyorum. Bir çocuk oynamazsa evciliği oynamazsa doktorculuğu anne olamaz, bir de yarasına üzülemez, ahde vefa diyoruz, sabır diyoruz, inanmak diyoruz, zamanı kullanmak diyoruz bütün çocuklarımız artık bunları yapamıyor farkında mısınız? O yüzden değişim aklı karışık bir eğitimci olarak benim çocuk yuvalarında başladı. Başarmak çok zordu benim önüme binlerce engel çıktı. İnsanlara dokunmak başarıyı paylaşmak birinci başarı yolu içimdeki kişilere güvendim ve onlarla büyümeyi tercih ettim. Zaman zaman bayrağı birine teslim etmektir başarı. Başarı çocuğa ve insana inanmaktır dedik. Avrupa’da 100 yıl öndeler biz de eğitimde. Tabi bahsetti biraz önce rektörümüz onun konuşmasıyla da tabi biraz feyz aldım. Silikon vadisi yönetenlerinin çocuklarının hiç biri tabletle eğitilmiyor. Onlar kara tahtalarda eğitiliyorlar. Bu uçağı bulmakta telefonu geliştiren arkadaşımızın da öncesinde önce kendine inanmak, çevreye duyarlı olmak, sabırlı olmak, zamanı kullanmak vardı.  Birken iki ikiyken üç üçken dört oldu okullarımız bana burada kendin yapamazsın, yabancısın senin kimsen yok dedi. Benim benden başka kimsem yok gerçekten. Ama ben varım kadınlar her zaman her yerde siz varsınız. Başarının adresi aslında içinizde. Başarı sizsiniz. Birinin size hayır demesi o işin olmayacağı anlamında değil, kendinize inandığınız da o kadar güzel şeyler başarıyorsunuz ki, burada eğitimci bir başkanımız var. O da kendine çok inanan radikal insanların sadece insan olması okullar yönetiyor. Demek ki küçücük noktalarla biz Türkiye’de birçok şeyler yapabiliriz. Her an kafam çok karışık. Şurada bir sürü anne var. Anne olanları görebilir miyim? Dokunduğunuz çocukları merak ediyorum. Bu gün çocuklarınızla bir toplantı yapın lütfen, benden belki bu günkü feyziniz bu olur. Çocuklarınıza cips yedirmiyorsunuz, kola içirmiyorsunuz, sağlıksız diye hamburger yetirmiyorsanız çocuklarınıza tablet bilgisayar vermeyin. Onlarla oyun oynayın, günlük hikâyenizi anlatın eğer birlikte takıldıysanız arabanızın tekerine bir tane çivi battıysa hikâye eştirin. Sizi çocukluğunuzda ne büyüttü unutmayın. Hikâyenizde olmayan hiçbir insanın geleceği de olamaz. Çocuklarınıza hikâye vermek zorundasınız. Sanal olan hiçbir şey çocuğunuza öğretmiyor. O yaşa kadar benim sadece naçizane önerim o burada konuşmacıları gururla ağırlamak benim kendi çözüm ortağı olan arkadaşlarımın onları dinlemesini çok istedim. Çok etkilenmiştim kız kardeşim projesinden Başkanımızın ev sahipliğinden dolayı çok teşekkür ediyorum. O kadar gurur duydum ki, İskenderun için pırıl pırıl yüzleri olan kadınlar ben eğitim adına koskocaman bir denizi bir damla nokta damlatan bir kadınım. Bundan vaz geçmeyeceğim, devam edeceğim. Şu anda eğitim modelini satıyorum. Bodrum Adana ve Antep te bir çalışmamız var. Onlar neden İskenderun, neden Dodi dediler İstanbul Ankara’dan neden eğitim modeli almıyorsun dediler. Bodrum Kar tanesi Gülser Hoca orda dediler. Evet, ben buradayım. İskenderun’da olmak bizi küçültmüyor ben İskenderun’da birçok markayı satacağına inanan bir kadınım.  Hepinize iftar vakti de yaklaştı. Fazla zamanınızı almayayım çok uzun konuştuk, hepinize başarı hikâyeleri sizsiziniz, hepinizi çok seviyoruz. Her gün Anneler günü, kulağına fısıldatışlarla çocuklarınızı büyütüyorsunuz bunu asla unutmayın. Yolunuz düşerse İskenderun’umuza bütün her şekilde, her konuda desteğe her konuda hazırız. Sizleri seviyoruz çok teşekkür ediyorum.