Su ürünleri sektörü; bitkisel üretim, hayvansal üretim ve ormancılıkla beraber tarım sektörünün dört alt sektöründen biridir. Ülkemizin üç tarafında bulunan farklı özelliklere sahip denizler, balıkçılık alanının en önemli kısmını oluşturmaktadır. 8333 km`lik bir kıyı şeridine sahip olan denizlerimiz, ortalama sıcaklık ve tuzluluk açısından farklı özellikler göstermektedir. Kuzeyde sıcaklığı ve tuzluluğu düşük Karadeniz, batı ve güneyde sıcaklık ve tuzluluğu yüksek Ege ve Akdeniz ile bir karışım bölgesi olan boğazlar ve Marmara denizi mevcuttur. Akdeniz`den Karadeniz`e geçişte tür adedinde azalma, buna karşın popülasyon büyüklüğünde artış görülür. Denizlerimizin farklı özellikler taşıması sadece avcılığımızı değil, bu denizlerde yapılan yetiştiricilik faaliyetlerini de etkilemekte ve belirlemektedir. Su ürünleri üretimi açısından önem taşıyan 200 kadar doğal göl, 300’den fazla baraj gölü, 750 civarında gölet ve 33 büyük akarsu bulunmaktadır. İç sular sadece avcılık açısından önemli olmayıp aynı zamanda yetiştiricilik açısından da büyük önem taşımaktadır.

Yaşam döngüsü içinde insanların sağlıklı ve dengeli beslenmesi için su ürünleri önemli bir yer tutmaktadır. Yarattığı katma değer ve istihdama katkısı ile stratejik öneme sahip bir sektör olan su ürünleri sektörü, dünyada olduğu gibi ülkemizde de gelişmektedir. Sektörün ekonomiye katkısı ve tarımsal üretim değerindeki yeri dikkate alındığında, sektörün ihtiyaçlarına yönelik çalışmaların yapılması oldukça önemlidir. Su ürünleri geçmişte büyük oranda avcılık yöntemiyle elde edilirken günümüzde su ürünlerinin yaklaşık %50’si okyanus, deniz ve iç sularda yetiştiricilikle yani kültür balıkçılığıyla elde edilmektedir. Bunun en önemli nedenleri olarak denizlerden avcılık yolu ile elde edilebilecek ürün miktarının, büyük balık sürülerinin azalması, bazı türlerin fazla avlanma nedeniyle yok olması, denizlerdeki ekolojik dengenin bozulması ve ülkelerin bu doğrultuda sürdürülebilir balıkçılık ilkeleri gereği aldıkları önlemler gösterilebilir.

Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olması neticesinde; gölleri, barajları, akarsuları ve kaynak suları ile su ürünleri potansiyeli yüksek bir ülkedir. Yaklaşık 26 milyon hektar su alanının 24,6 milyon hektarını deniz, 1,2 milyon hektarını ise iç sular oluşturmaktadır. Sulama ve enerji amacıyla yapılan baraj göllerinin sayısı her geçen gün artmakta olan ülkemizde, su alanları orman alanlarından fazla ve tarımsal alanlarla neredeyse eşittir.

Türkiye’de su ürünleri sektöründe ihracat ve yetiştiricilik sürekli artmış olmakla birlikte iç tüketimde kayda değer bir ilerleme gözlenmemiştir. Ülkemizde kişi başına su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının oldukça gerisinde bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin hayvansal protein kaynağı olarak tercih ettiği ilk besin kaynağı olan su ürünlerinin ülkemizde kişi başına tüketimi son yıllarda gelişme gösterememiş ve 7 ila 8 kg/yıl arasında kalmıştır. Su ürünlerinin kişi başı tüketimdeki her 1 kg’lık artışın, toplam 75 bin tonluk ek talep yaratacağı tahmin edilmektedir. Bu talebin son yıllarda dünyadaki ve ülkemizdeki trendine bakılarak sadece kültür balıkçılığından karşılanabileceği göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizdeki tüketimin artması sektörün en önemli gelişme fırsatı olarak değerlendirilmektedir.

Ülkemizin su ürünleri üretimi incelendiğinde, 2000 yılında 582 bin ton olan üretim miktarı 2017 yılında 588 bin ton olmuştur. Bu çerçeveden bakıldığında, ülkemizin su ürünleri üretim miktarı yılda ortalama 600 bin ton olarak ifade edilebilmektedir. Yetiştiricilik ve avcılıkta Mısır’la birlikte okyanusa kıyısı olmayan iki ülkeden birisi olarak ilk 30 içerisinde yer alan Türkiye, dış ticarette ise 40’lı sıralarda yer almaktadır.

Ülkemizin su ürünleri ihracatı ise 2000 yılında 14 bin ton olarak gerçekleşmiş olup bu miktar 2017 yılında 156 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılında ülkemize yapılan 40 bin tonluk su ürünleri ithalatı yapılmış ve 2017 yılında bu miktar 100 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizin 2017 yılı su ürünleri ihracatı 854 milyon dolar ve ithalatı 230 milyon dolar olarak gerçekleşmiş olup su ürünleri sektöründe dış ticaret fazlası verilmiştir.

İskenderun Körfez Bölgesi Su Ürünleri

90’lı yılların sonuna kadar yalnızca kara tesislerinde bulunan alabalık çiftliklerindeki küçük çaplı üretimlerin yer aldığı Hatay sahillerinde levrek ve çipura üretimi için kurulan kafes tesisleri ile birlikte 2000’li yılların başından itibaren hem ürün çeşitliliği artmış hem de üretim rakamları artmıştır. Bölgemizin su ürünleri yetiştiriciliği rakamlarına değinmek gerekirse, Hatay’da bulunan 15 adet üretim tesisinin yıllık kapasitesi 2.639 tondur. Bölgemizin 2000 yılındaki 210 ton olan su ürünleri üretim miktarı, 2016 yılı itibariyle 1.000 tonun üzerine çıkmıştır. İskenderun Körfezi’nde birçok farklı çeşit balık bulunmaktadır. Körfezimizde özellikle; lagos, karides, dil balığı, çupra, kaya balığı ve gümüş balığı avlanmaktadır. Bölgemizden; Suriye’ye, Lübnan’a, Libya’ya, İsrail’e ve Irak’a su ürünleri ihracatı yapılmaktadır. Son 6 yıllık ihracat verileri incelendiğinde bölgemizden yapılan ihracat rakamlarının 16-19 milyon dolar arasında değiştiği gözlenmektedir.